Birçok öğrenci üniversite sınavını sınav günü, sınav salonunda kazanacağını zanneder. Oysa üniversite, sınav günü kazanılmaz. Üniversite sınavı daha önceden ve beyinde kazanılır. Eğer siz sınava girdiğinizi, sınavın iyi geçtiğini, çok iyi bildiğiniz soruların çıktığını, rahat ve huzur içinde soruları cevaplandırdığınız, sınavdan çıktığınızı mutlu bir şekilde, sınav sonuç belgenizin elinize geldiğini, ailenizin sizi tebrik ettiğini, çok mutlu olduğunuzu, hayalini kurduğunuz okulun bahçesinde dolaştığınızı, gidip kayıt yaptırdığınızı net bir şekilde beyninizde canlandırıyorsanız, görebiliyorsanız, bu duyguları pekiştirebiliyorsanız, bir gün aynısını yaşadığınızı göreceksiniz dostlar. Çünkü beynin bir şeyin hayal mi gerçek mi olduğunu ayırt etme gibi bir özelliği yok.
Hani bir film seyrederiz, korku filmi. Sonra yan odaya geçmeye korkarız. bir film seyrederiz göz yaşları dökeriz. Bir film seyrederiz gerilim duyarız, bir film seyreder tebessüm ederiz. O bir film gerçek değil. Ama beyin onun gerçek mi yoksa hayal mi olduğunu ayırt edememekte. O zaman beynimizin bu özelliğinden faydalanmamız lazım. Beynimize sürekli olmasını istediğimiz, yaşamayı arzuladığımız düşünceleri ve hayalleri göndermemiz lazım. Ünlü bir psikoloğun yaptığı çok güzel bir deney var.
Oluşturduğu üç ayrı gruptaki insanlara serbest basketbol atışları yaptırır. İlk gruptakilere her gün 20 dakika idman yapmalarını söyler. İkinci gruptan, basketbola dair herşeyi unutmalarını ister. Üçüncü gruptakilere ise sakin bir şekilde yere oturmalarını ve 20 dakika boyunca kendilerini sahada başarılı atışlar yapar halde zihinlerinde canlandırmalarını söyler. O insanlardan topa uzandıklarını hissetmelerini, mükemmel rotaya girmelerini, ağın içinden kayan topun çıkardığı sesi duymalarını ve zihinde canlandırdıkları bu başarılı sonucun verdiği tatmin duygusunu hissetmelerini ister. Deney sürecinin sonunda birinci grup yani hergün düzenli bir şekilde idman yapanların atışları % 24 oranında gelişme göstermiştir. Basketbol hakkında herşeyi unutması istenen grup hiçbir gelişme göstermemiştir. Üçüncü grubun yani düşünmesi hayal etmesi istenen grubun atışları ise % 23 oranında gelişmiştir. Basketbol dışındaki birçok etkinlik kapsamında yapılan deneylerde de benzer sonuçlar elde edilmiştir.
Aynen bunun gibi başarısız olan insanlar; başarısız oldukları takdirde başlarına gelecek kötü durumları gözlerinin önüne getirdikleri için başaramıyorlar. ' Ya kazanamazsam neler olur', ' Ya kazanamazsam alemin yüzüne nasıl bakarım? '
düşünceleri bir anda negatif bir pozisyona, çöküntü haline geçmemize neden oluyor. Maalesef bugün bir çoğumuz beynimize, geleceğimizi belirleyen hayallerimize, duygularımıza ve düşüncelerimize etki eden şeylere verdiğimiz önemin çok daha fazlasını arabamıza aldığımız benzine göstermekteyiz.
Arkadaşlar ! Bizi biz yapan düşüncelerimizdir. Kendimizi değersiz görme, zihinde başlar. Bu durum ruhsal dengemizi etkiler. Zihninizde kendinize değer biçmiyorsanız, kendinizi işe yaramaz bir insan olarak görüyorsanız, ister istemez işe yaramaz bir insanın sergilediği tavır ve davranışları sergilersiniz. ama aksine, ulaşmak istediğiniz hedeflerinize ve hayallerinize ulaşıyormuş, o yolda yürüyormuş gibi düşündüğünüzde, öyle hayal ettiğinizde; iyi bir doktor, iyi bir avukat, iyi bir sanatçı olmayı istiyorsanız şimdiden olmuş gibi düşünmeye çalışın, konuştuğunuzda o hedeflerinize ulaşmanız çok daha kolay olacaktır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder